AHMET ÖZER : Sayın Başkanlarım, Sayın Yönetim, Sayın Meclis; 8. madde sektörel sorunlar ve çözüm önerileri hakkındaki konuşmam. Bunu sürekli yapıyorum ama çözüm bulamıyorum. Geçtiğimiz ay Anadolu yakasında yerel bir market iflas etti. Yıllardır tanırım kendilerini. İşleri sadece çalışmak. Çalıştılar, işlerini büyüttüler sonra büyük mağazalar açıldı. Ciroları düştü, ciroları telafi etmek için, zarar etmemek için mağaza açtılar. Daha çok zarar ettiler ve bugün 630 kişi işsiz. Başka şeylerle ilgilenenler varsa tekrar ediyorum. 630 kişi işsiz. Evet geçen aylarda ne olmuştu yılbaşından beri. Onları da söyleyeyim. İki grup daha batmıştı onu da telaffuz ettim. 400 kişide oradan işsiz. Bakın şaka yapmıyorum. Yalan hiç söylemem. Espride değil. 1.000 kişi bugün işsiz. Bu tamamen gerçek. 20 yıllık ticarethane isimde verebilirim ayıp olur vermeyeyim. Çünkü devlet bunu geldi bastı dedi ki iflas etmişsin kardeşim. Benim isim vermemde bir beis yok ama çok sıkı dostlarım, arkadaşlarım oldukları için isimlerini zikretmek istemiyorum. Yani 20 yıllık ticarethane oldu şimdi batakhane. Evet bunlar gerçek tüm çıplaklığıyla.
Peki ben denen ikide bir siz değerli Meclis Üyelerini vaktini alıyorum? Şimdi bakın; AVM’lerin ve büyük mağazaların parası ve imkanları çok. Kanun mevzuatı ortaya çıktı çıkalı her gün ama her gün şu 3 şekilde demeç veriyorlar. İşçi alıyoruz, vergi ödüyoruz, yatırım yapmayız ha. Şimdi arkadaş; siz yuvarlak konuşmayı bırakın madem vergi veriyorsanız kaç lira verdiğinizi söyleyin. İşçi alıyorsanız kaç kişi çalıştırdığınızı söyleyin. Yatırım yapmayacaksınız ne yatırımı yaptığınızı söyleyin. Ne yatırım yapıyorsunuz? Allah rızası için. Daha iki gün önceydi sanırım bir demeç var diyor ki; tabii bilmeyenler yiyorlar bunları. Kocaman ciddi bir gazete yazmış. Basın mensuplarını da anlayamıyorum. Her şey para demek değil ki. Kocaman gazete yazmış. Adam diyor ki, Sayın Beyefendi diyor ki adam demeyeyim. Sayın Beyefendi diyor ki; 4 mağaza açacağız 1.200 kişi çalıştıracağız. Pardon ya, pardon ya. 4 mağazaya 1.200 kişiyi nasıl sığdıracağını merak ediyorum. 4 tane mağaza açacak ya bu alış-veriş merkezi falan değil. Yanlış anlamayın. Değil sadece 4 adet mağaza açacak 1.200 kişi çalıştıracak. Ya bunun için nasıl bir yani bunu yazan adam da nasıl yazıyor çok merak ediyorum. Genelde doğru söylerim ağabey. Yani her gün dezenformasyon yapıyorlar. Her gün dinliyoruz. Kanunun çıkmaması için uğraşıyorlar. Kim kanun istemez. Bunu alenen söylüyorlar. Diyorlar ki; kanun istemiyoruz kanun çıkmasın. Allah Allah. Ne deniyordu bizim şeyde kanun istemeyenlere. Kanunsuz yaşayalım diyenlere ne denir ağabey? Ben bilmiyorum bunun yorumunu sizlere bırakıyorum.
Şimdi, niye ben çok konuşuyorum? Hiçbir sivil toplum örgütü yok ki çıkıp iki kelime söylesin. Sağolsun Sayın Hisarcıklıoğlu birkaç kelime etti ama oda şöyle etti. 3 tane Aliş-veriş merkezim var ama buna rağmen diye etti. Dedi ki; bu kanun çıkması lazım. Allah ondan razı olsun. Yine de Allah ondan razı olsun. Çünkü en kötü kanun kanunsuzluktan iyidir diye düşünüyoruz. Evet niçin konuşmuyor sivil toplum örgütleri. Bu tüccar, esnaf kıyımına niçin ses çıkartmıyor Bakkallar Odası? Niye Ağabey? Bir sürü sivil toplum örgütü var. Birkaçında da bende uğraşıyorum. Niye ses çıkartmıyoruz? Elbette Sayın Başbakanımız bakkalları, küçük esnafı tasvip etmediği için. Bir demeç verdi her şey kesildi. Sanırım bundan diye düşünüyorum. Yoksa adam aidat topladığı, para aldığı insanların hakkını savunmaz mı ya? Burada sormayacaklar bunun hesabını biliyorum ama öbür tarafta, öbür tarafta bu hesabı vermemek için bu kürsüyü sürekli kullanıyorum ve kullanmaya devam edeceğim. Bilmiyorum ne zaman buradan beni gönderirsiniz yada yuhalarsınız o zaman belki, belki o zaman şansımı zorlamayayım evet. Sayın doktorum sizleri de dinliyoruz biz. Şansımı zorlamakta istemiyorum ama zorlayacağım. Tabii ki zorlayacağım. Çünkü beni buraya gönderenler ben seçilerek geldim arkadaşlar. Para verip gelmedim. Para verip gidilen sivil toplum örgütleri var oralarda da ses çıkmıyor. Gönüllü sivil toplum örgütleri var oralarda da ses çıkmıyor ama buraya seçildim geldim o bakkal, o market beni seçti gönderdi. O toptancı seçti beni gönderdi. O küçük esnaf seçti beni gönderdi. Çünkü ben inanıyorum ki bir ülkede küçük esnaf yoksa, tüccar yoksa bir ülkenin temeli tüccarı, temel ekonomisi kendi elinde değilse bir süre sonra o ülke yok. Osmanlı olmadı, Osmanlı kapitülasyonlar yüzünden batmıştır.
BİR ÜYE (Yerinden) : Bravo Ağabey.
AHMET ÖZER : Türkiye iyi olsun istiyorum. Vatanımı seviyorum, memleketimi seviyorum, sizleri de seviyorum. Sizler de eminim hepiniz, hepiniz orta ölçekli hepiniz demeyeyim doktorlarımız da var birçoğunuz orta ölçekli esnaflar.
Bir konu daha var bu çok tehlikeli bir konu. Bu sulara girmek istemiyorum çok fazla siyasetçi değilim ama.
BİR ÜYE (Yerinden) : Isınıyorsun Ağabey.
AHMET ÖZER : Evet ısınıyorum yok çok da açmıyor. Isınıyorum siyasete Başkanım öyle dediyse doğrudur. Her sözüne güvenirim.
BİR ÜYE (Yerinden) : …bitti galiba.
AHMET ÖZER : Ülkenin yaşanılabilir, huzurlu, güvenli olabilmesi için demokrasi bugüne kadar insanoğlunun bulabildiği en iyi yönetim şekli diyorum. Demokrasimize sahip çıkalım. Fakat şu da bir gerçek ki, bir vatan toprağı olmazsa demokrasiyi uygulayacak zeminde olmaz diyor saygıdeğer büyüklerimizden rica ediyorum. Bulundukları mevki ve makamlar yalnızca en iyi demokrasi ve en iyi yaşanabilir bir vatan oluşturabilmek için bizim tarafımızdan kendilerine verilmiştir. Lütfen çalışmalarını en iyi demokrasi ve vatan için en iyisini yapsınlar sevgiler, saygılar hepinize hürmetler ediyorum efendim.