AHMET ÖZER : Sayın Başkanım, Sayın Divan, Sayın Yönetim, Sayın Meclis; inşallah toplantımız hayırlara vesile olur. Yönetimden iki ağabeyim var. Her zaman Yönetime teşekkür ediyorum bugün de teşekkür ediyorum sizlere ikinize, diğerleri yok. Öncelikle kandiliniz mübarek olsun. Meclis’e tabii ki her zaman teşekkür ediyorum. Sayın Tevfik ağabeyime çok teşekkür ederim. Abdulmuti Bey’e de beni destekledikleri için konuyla ilgili konu hepimizin konusu tabii ki çok çok teşekkür ediyorum özellikle söylediği cümleler her ne kadar bir Amerikalı tarafından söylense de sevmiyorum Amerikalıları çok güzel cümlelerdi teşekkür ediyorum. Onur ve gurur duydum. Sait Bey size de teşekkür ediyorum. Konuya verdiğiniz desteklerden dolayı.
Geçen hafta Gıda İhtisas Komitesiyle ilgili Borsa’yı ziyarete gittik bence ilkti çünkü 7 yıldır böyle bir mücadele veriyorduk, bir toplantı mücadelesi İstanbul Ticaret Borsasıyla ilgili. Harçların mükerrer alınması ve yüksek olmasıyla alakalı sürekli mücadelemiz vardı. Bu mücadeleye komite ile birlikte gidip en nihayetinde bir adım atılmış oldu. Özellikle oradaki bizi kabul eden arkadaşlara huzurunuzda teşekkür ediyorum. Zira çok güzel ağırladılar. Onun neticesinde özellikle ilgililere duyuruyorum oradan kalkarken şöyle bir karar aldık. İstanbul Ticaret Odası, İstanbul Ticaret Borsası ortak bir kurul oluşturup bu konuyu çünkü bu konu Kanun nezdinde gerçekleşen bir konu olduğu için Kanuna muhalif olamıyoruz biliyorsunuz. Bir ortak komite oluşturup bu konu ile ilgili siyasileri bilgilendirme gibi bir kararla o binadan çıktık. Gerçekten orada oluşan Yönetim değişikliğinin bir neticesidir yıllardır ülke o Yönetim değişikliğiyle uğraşıyordu olsun diye böyle hayırlı bir haberi size buradan vermek istedim. Güzel bir sonuç çıkar inşallah.
Fakat daha önemli bir şey için buraya çıktım. Sayın Başkan’ı eleştireceğim. Kendisi burada yoklar, Sayın Yönetim Kurulu Başkanımız arkasından konuşmak gibi olacak ama kendisini seviyorum konuşabilirim sanırım ya da seyrediyor mu, okuyor mu? Bilmiyorum. Yönetim ona bildirir. Şimdi bildiğiniz üzere İstanbul Ticaret Odası dünyanın en büyük Odalarından bir tanesi. Ben de bu Odanın bir üyesiyim. Demokratik haklarımı sadece ve sadece buradan seslendirebiliyorum. Başka türlü seslendirme imkanım yok. Çünkü demokrasiyi seven bir adamım. Demokratik ortam dairesinde bir şeyler söylemeye çalışan bir adamım ve beni temsil edecek yegane şahısta burada Sayın Başkanım. Gerek ülkede, gerekse dünyada. 40 gündür ülkemizde bazı şeyler yaşanıyor 40 gündür. İlk bu Marmara Gemisi olayından sonra ki orada da bir sürü insanımız öldü bu olaydan sonra Güneydoğuda bilindiği üzere sürekli çocuklarımız ölüyor, sürekli çocuklarımız ölüyor, sürekli, her gün öyle kanıtsadık ki Başkanımız çıktı bugün gayet normal bir şekilde sadece “üzgünüm” dedi. Ben inanın şuanda o Başkanımın üzgünlüğünden çok daha üzgünüm. Bu kadar alışmamalıyız. Bu kadar alışmamalıyız. Biliyorum Meclisi ben uyandıramam, Meclis aynı şekilde rehavetine devam ediyor ama bir Başkan bu kadar alışmış ise onlarca çocuğun ölmesine ve başka bir memleketin askerlerinin uluslararası bir suda vatandaşlarımızı öldürmesine bu kadar alışmıştık da “üzgünüm” deyip geçebiliyorsa Meclisimizin de bu kadar alışkın olması normaldir. Ülkemizin bu kadar alışkın olması normaldir. Sayın Başkanımı eleştiriyorum çok seviyorum kendisini kibarlığını biliyorum yani normaldir ama hiç değilse birazcık sesini yükselterek kınamasını bekliyordum kınamadı. Ben şunu biliyorum herkes benimle aynı düşüncede olmak zorunda değil, bunu çok iyi biliyorum ama bu ülke meselesidir ve bu memleketin ekmeğini yiyoruz. Herkes benimle aynı düşüncede olmak zorunda diye düşünerek bunları söylüyorum. Eğer yanlış söylediysem özür diliyorum, hürmetler ediyorum, hayırlı akşamlar diliyorum.