AHMET ÖZER : Sayın Başkanım, Sayın Yönetim, Sayın Meclis; Meclisimizin hayırlara vesile olmasını tekrar temenni ediyorum. Geçmiş ayda ve geçtiğimiz günlerde hakkın rahmetine kavuşan şehitlerimize rahmet diliyorum.
Bugünkü gündemim ve konuşmam kısa olacak merak etmeyin son konuşmacıyım herhalde yine. Öncelikle geçen ay ekonomi sayfası manşeti olan iki resim üzerine yorumlar yapmak istiyorum. Bu iki resim ki sanırım şu anda şeyde sadece iki tüccarı, iki tüzel kişiyi temsil etmemekte. Bu iki resim ülkenin resmidir bana göre. Ekonomimin resmidir. Tabii ki bakıp da görmeyenlere değil bu resimler hem bakan, hem görenlere çok şey anlatmaktadır, anlatmalıdır diyorum. Zira uluslararası zincirler resimde olduğu gibi diyorlar ki; ülkede, Türkiye’de kriz yok. Sanırım bu manşeti birçoğunuz okumuşsunuzdur. Bahse konu zincir mağaza Yöneticileri ve birçoğu Türkiye’de kriz yok kendi ülkelerinde şu yazıda yazıyor, kendi ülkelerinde kriz olduğunu ve fakat Türkiye’de kriz olmadığını beyan ediyorlar. Ve hemen yanında bilmiyorum, tanımıyorum ne kadar doğrudur onu da bilmiyorum ama kimse çıkıp bunu şey yapmadı, bu yalan söylüyor demediler. 37 yıllık fabrikasını kapatan bir sanayicimiz, bir Ağabeyimiz kapatan diyorum, batmış değil çünkü batınca diyorlar ki adam gözünün önüne baksaydı kardeşim. Batmasaydı. Batmış değil kapatan bir esnafımız.
Evet, aylardır ben de aynı şeyi söylüyorum. Alış-veriş merkezleri büyük mağazalara kriz yok. Kriz Türk tüccarına, kriz Türk esnafına, kriz Türk insanına. Yabancıya, büyük mağazaya kriz yok şahidi burada. Herkes bana gülüyor çünkü ben yine mi cevap alıyorum. Bazı arkadaşlara sen konuşacak mısın diye sorduklarında yine mi büyük mağazalar konusu diyorlar bana. Yani gülüyorlar. Ben de onlara gülüyorum.
Sayın Başkan Vekilim Topçu dedi ki; ekonomik düzen değişiyor. Yeni düzen kuruluyor. Türkiye’de bu yeni düzen de rol alacak. Elbette Türkiye genç nüfusu ile, jeopolitik konumu ile hiç istemeseler de yeni düzende rol alacak. Zira kendilerinde deniz bitti. Ve zira sömürgelerinde de deniz bitti. Sıra ülkemizde. İstiyorlar ki yeni düzende Türkiye dükkanlarını kapatsın, makinelerini durdursun, tezgahlarını sustursun ve hiç olmadığı gibi kendisine hizmet etsin. Kapısında 3 kuruşa çalışsın. Üretmesin sadece tüketip hizmet etsin, köle olsun. Böyle giderse bu kadar suskun durursak sanırım bu gerçekte olacak. Biz olmasak bile çocuklarımız olacak. Şu ekrandaki resim tamamen bu gerçeği göstermektedir. Türk bakkalı, Türk nalburu, Türk elektrikçisi, Türk toptancısı, Türk sanayisi batarken elin adamı Türkiye’de kriz yok 20 tane daha mağaza açacağız diye demeç veriyor.
Biraz önce Ahilik ile ilgili film seyrettik. Ve top sakallı bir ahinin usta oluşunu gördük. Efendim. Ben öyle gördüm.
BAŞKAN : İkili görüşmeyelim.
AHMET ÖZER : Ahilik, ikili değil 3 kişi orada iki kişiye cevap verdim. Ahilik artık yok. Tarih olarak anıyoruz. Büyük marketler AVM’ler disiplin edilmez ise bu kanunsuzlukla vahşi batıdaki kanunsuz kovboylar misali bu kanunsuz büyük mağazalar esnafı yok edecek. Çok kısa bir süre sonra ahilerde olduğu gibi, esnafa, tüccara da tarih belgeseli çekilip tarih olarak yad edeceğiz.
Bunlar olurken biz seçilmiş tüccarlar ne yapıyoruz? Aslında bu resim vardı ama ne yaptığımızın resmi evet ben kendim değiştireceğim. Başkanım müsaade eder misiniz? Yardım help Türkçe başka. Başkanım kızıyor ikili konuşmayalım. Herkes beni sever Allaha şükür düşmanım da yok. Bunlar olurken biz seçilmiş tüccarlar ne yapıyoruz? Burada yaptığımız. Koskocaman bir hiç. Bir kanunu olmayan o kadar da benzetmeyeyim dedim. Biz Türkler hiçbir zaman ırkçılık yapmadık. Onun için bir kanunu olmayan eylem almış başını gidiyor. Bir kanun çıksın diye sesimizi bile çıkartamıyoruz ki dünyanın sayılı Odalarından birisiyiz. Esnaf, tüccar bitiyor biz ne yapıyoruz? Nedir sesimizin çıkmama sebebi? 3-5 AVM sahibi yada yurt dışı menşeli sermaye zengin olacak diye ülkede küçük esnaf krizi yaşanıyor. Büyüklerin ne durumda olduğunu temin gördük. Biz ne yapıyoruz? Susuyoruz. Taraf olsak, taraf olmak ülkeye rağmen, esnafa, tüccara rağmen susmak bize yakışmıyor. Susmak bize yakışmıyor. Teşekkür ederim, hürmetler ediyorum.
BAŞKAN : Ahmet Bey’e teşekkür ediyoruz.
AHMET ÖZER : Tadında bitireyim. İnsan sevildiği yerde fazla durmamalıymış.