AHMET ÖZER : Başkanım, Başkanım, Yönetim Kurulu, Sayın Meclis. Bir tenkit bir teşekkür yapıp hemen inecektim kürsüden sizi fazla tutmayacaktım ama Muharrem Ağabey miğdemi burktu. Bu konuda çok hassasım. Ama ben ona şöyle bir şey söylüyorum diyorum ki; Rus Yeşilköy’e indiğinde bizim halkımızdan, bizim milletimizden piknik yapan insanlar olduğunu söylerler. Ben öyle okudum, öyle duydum. İstanbul’da piknik yapanlar olduğunu söylerler. Yeşilköy’de top sesleri duyulurken. Şunu söylüyorum; biz nefes aldığımız sürece evvel Allahın izni ile bu memleket bölünmeyecektir. Ben görmem en azından diye düşünüyorum. Bilmiyorum içinizden gören olur mu ama herhalde Allah bize o günleri göstermez. Ben de görmek istemem. Görmemek için de ne gerekiyorsa yaparım. Evladım da görür mü görmez mi o da onun bileceğim bir şey. Benim görmeyeceğim kesin arkadaşlar.
Hemen şu aylık faaliyet raporu ile ilgili bir iki bir şey söyleyeceğim. Bayilerine karşı haksız rekabet yaratan ana firmalarla ilgili sorunlar. Benim gibi hizmet sektöründe çalışan, distribütörlük yapıyorum. Gıda distribütörlüğü dağıtımı yapıyorum. Çok önemli bir konu ama detaylarına girmeyeceğim. Çünkü burada sektörümüzle kendi Komitelerimizle ilgili sektörler oldukça sıkıcı oluyor. Girmeyeceğim ama bunu gündeme aldığı için birine teşekkür etmek istiyorum ama kime teşekkür edeceğimi burada tespit edemedim. Bu tenkitimdir yani Yönetim Kurulumudur bunu yapan? Meclis Yönetimimidir? Yoksa Genel Sekreterlik midir? Ben bunu bilemediğim için bütün camiaya teşekkür ediyorum. Böyle bir şeyi gündeme aldıkları için özellikle ayrıca sorup bunu öğreneceğim. Benim de arızam var çünkü çok geç öğrendiğim için. Çok çok önemli bir konu çünkü duygusal iş yapan Türk tüccarları olarak çok anlaşmalara, sözleşmelere dahil olmuyoruz. Geliyor adam bize işi veriyor yıllarca yapıyoruz, sonra diyor ki ben gidiyorum. Biz de diyoruz ki eyvallah tamam. Çünkü mahkeme nedir yada aynı şey şuanda başıma geldi. Mahkemenin ayıp olacağını düşünüyoruz.
Hemen kısaca bu konu ile ilgili bir şey daha söylemek istiyorum. Biz tabii Komitelerde geliyoruz bazen Yönetimi ziyarete geliyoruz burada toplantılar oluyor. Çok seyrek insanlarla koskoca salonda toplantılar yapılıyor. Bunların ne işe yaradığını demeyeyim de öyle dersem ayıp olur. Kaç kişi ile yapıldığını yada şeyde de söyledim geçen ki toplantıda da söyledim. Ne kadar işe yaradığının bir analizi çıkartılıyor mu yoksa sadece burada faaliyet yaptık demek için mi yapılıyor? Bu gerçekten önemli. Yani öyle bir şeye bizim ihtiyacımız yok. Yani sadece bunu yaptık demek için iş yapmayalım diyorum.
Yurtdışından gelen ben Tanzanya ile bizim Tanzanya ile ilgili anılarımız var orada bir arkadaşımızı kaybettik orada kaldı. Onu görünce aklıma geldi böyle bir şey. Yurtdışından gelen insanlar ticaret için yada yurtdışına giden heyetler ile ilgili Sayın Meclis’e bilgi verilirse daha faydalı olacağını düşünüyorum. Yine aynı konu ile ilgili. Yurtdışından gelen heyetler ve yurtdışına gidecek heyetlerle ilgili. Yurtdışına gidecek derken yani bir yere heyet gidiyor sanırım yada Yönetim Kurulumuz ile ilgili bu gitmesi ile ilgili söylemedim belki de anlatamadım gitmesi ile ilgili değil de fikir almak babında Meclis’e yani benim çok yok ama yurtdışı ile işim yurtdışında işi olan arkadaşların belki vereceği bir fikir vardır. Orada herhangi bir önereceği bir şey vardır bununla ilgili diyorum Meclis haberdar edilirse herhalde daha güzel olur.
Bir de Sait Ağabeyimin konuştuğu bir konu vardı. Marketlerle ilgili Sayın Sait Kılıç gündeme getirdi. Onun üzerine birkaç tane bir şey, söylemek bana farz oldu. Alış-veriş merkezleri. Bir kanundan bahsetti Sayın Kılıç. Evet geçmiş dönemde kendisi de çok uğraştı. Bizi de uğraştırdı yanında. Gerçekten çok uğraştık. AVM’lerin ne olduğunu geçen ki şey de biraz bahsettim. İşsizliğin tek sebebi bana göre benim sektörüm ile ilgili. Ve daha 60 mı? 60 dediniz galiba. 60 sektörün daha işsizliğinin tek sebebi bunu söylemediniz Sait Bey. Krizin tek sebebi bunu söylemediniz Sait Bey. Halkımızın kazanımlarının dışarıya hortumlanmasının tek vesilesi bunu söylemediniz Sait Bey. Bunları söylemediniz. Vergi veriyorlar diyorsunuz Sait Bey. Hiçbir büyük AVM’nin kapısının girişinde
AHMET ÖZER : Özür dilerim Sait Bey. Özür dilerim. Hiçbir AVM’nin kapısında Sait Bey
söylememiş tutanaklara geçilsin. Hiçbir AVM’nin kapısında vergi levhasını
görmedim. Her bakkalın sağında hemen girdiğinizde yazar. Her bakkalın. Ne kadar
vergi verdiği yada vermediği yazar. Ama ben herhangi bir AVM’den içeri
girdiğimde böyle bir vergi levhası ile hiçbir zaman karşılaşmadım. Bu
Türkiye’nin, bu yöneticilerimizin, bu büyüklerimizin bize yaptığı bir şeydir
bunu buradan ifade edemiyorum. Tutanaklara yazılıyor. Lütfen siz anlayın
teşekkür ederim. AVM’ler Türkiye’nin çok acı bir gerçeğidir. Bunu Sayın Topbaş
bile, seyrettim belki seçim diye konuştu ama gerçekten dedi çok kötü bir şey.
Hiçbir gelişmiş ülkede bu kadar çok AVM yok. Bunu ilericilik gibi, bunu vergi
ödüyoruz ayakları altında, bize kimse yutturmaya çalışmasın böyle bir şey yok
teşekkür ederim hayırlı akşamlar.