11.06.2009 / 5. TOPLANTI

AHMET ÖZERSayın Başkanım, Başkanım, Yönetim, Misafirlerimiz özellikle Sayın Basmacı hoşgeldiniz. Sizi çok seviyorum. Sayın Meclis. Niye sevdiğimi isterseniz daha sonra anlatabilirim. Şimdi Meclis yeterince size olan sevgilerimi dinliyor. Bir de böyle bir ortamda tekrar anlatmak istemiyorum onun için. Konuya girmek istiyorum.
Geçen ayın tutanakları ile ilgili bir iki kelime söyleyeceğim. İki konum var. Birincisi; geçen ayki konuşmamda kullandığım bir kelime yüzünden çok doğal olarak Meclis’ten birkaç arkadaştan eleştiri aldım. “Ben” kelimesi yüzünden. Geçen ayki toplantıda bir arkadaşım dedi ki sayfa 21 satır 14’de. “Bana göre Meclis’in hür iradesi hiç gündemde bile olmadı. Maalesef bu Oda’nın uzun süredir olan alışkanlığı üzülerek söylüyorum ki bu dönem de devam etmekte. Biz Meclis Üyeleri olarak sadece onlara el kaldırdık, indirdik.” Ben de bu sözlere istinaden biraz stres yaparak, “Bu Yönetim Kurulunu ben seçtim.” Sayfa 22 satır 5 ve 6’da. “Hata yaparlarsa da çıkar eleştiririm. Kimsede bunu engellemiyor. Buyurun sizde çıkın sizde eleştirin” gibi bir cümle kurdum. Buradaki tabii ki bu Meclis’i ben seçtim cümlesi yanlıştır, doğru değildir pardon özür diliyorum bu Yönetimi ben seçtim cümlesi ben olsaydım yine aynı Yönetimi seçerdim. Ama benim öyle bir kabiliyetim yok. Sadece bir oyum var benim oradaki kastım elbette ki bu Yönetimi Meclis seçti. Benden kastım biz seçtik olacaktı onun için tutanaklarda onu düzeltmek istedim. Beni uyaran arkadaşlara teşekkür ediyorum bu konuda. İkinci bir şey var. Bir de arkadaşım beni dikkatli dinlemeye davet etmişti ben de onu tutanakları dikkatli okumaya davet ediyorum. Zira aynısını buraya yazdım.

Diğer bir konum var; o da tutanakların ne dendiğini bilmiyorum ama ben çözümleme diyeceğim. Çözümlemesi ile alakalı. Ben tutanakları okuyorum. Ve tutanaklarda bir paragrafın tamamen çıkarıldığını gördüm. Tutanaklar tamamen burada konuşulanların çözümlenip buraya yani kitaba dönüştürülmesi diye düşünüyordum. Oysa bu gün görüyorum ki çözümleme yapan çözümleyici arkadaşlar demin de dediğim gibi bir paragrafı tamamen çıkartmışlar. Bunun üzerine ben de diyorum ki; (Anlaşılamayan bir dilde konuşulmuştur.) teşekkür ederim hepinize hayırlı Meclisler.

 

 

AHMET ÖZER        : Ben geri çekmem konuşmak için geldim. Her ne kadar eleştirilsem de arkamdan bu saate kadar da bekliyorum en fazla konuşabileyim diye. Başkanım hayırlı toplantılar. Yönetim çok çok teşekkür ederim hepiniz buradasınız. Gerçekten yürekten bir teşekkür ediyorum hepinize. Şekib Bey de buradaydı biraz önce.

 

MURAT YALÇINTAŞ (Yerinden)                      : Alkışlamak istiyorum.

 

AHMET ÖZER        : Allah razı olsun bir alkışlayalım. Sayın Erol Başkanım hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz. Yüksek sesli konuşuyoruz biraz kusura bakmayın. Hastane ile ilgili artık yorum yapmayacağım, konuşmayacağım da. Özellikle Zeki Bey’e, Ahmet Bey’e muhalefet yapmak hayatımdaki en zor işlerden bir tanesiydi. Becerebildim mi bilmiyorum ama gerçekten çok zordu. Zeki Ağabeyimin köfteci ünvanı benim için şereftir. Onun söyleyeceği her şey benim için tabii ki şereftir benim için kötü bir şey söylemeyeceğine eminim. Onun için fazla uzatmıyorum. Yalnız diyorum ki; eğer biz bu hastaneyi alabiliyorsak alalım. Nasıl beceriyorsak alalım. Nasıl olacaksa o alma işi ama benim kaygım şudur; şimdi biz 275 yada 330 -iki tane rivayet var ortada- bin kişinin ki parasını yarın Yönetim değiştiğinde seyredeceğimiz bir yere vermeyelim diyorum bu kadar basit. Tabii ki verelim. Eğer ki biz burayı alabileceksek alalım, çalıştıralım. Çalıştırırız da. Ben eminim ki Ahmet Bey, Ahmet Özdemir Bey bu işi çok güzel yapacaktır. Zeki Ağabey çok iyi yapacaktır. Buna hiç kuşkumuz yok. Kuşkum yok. Ama orası bizim değil. Yarın bizim olmama ihtimali çok büyük. Ben geçen dönem delege oldum orada, yaptım. Dedik ki burası yurt olsa çok büyük para kazanır. Gittiler hastane yaptılar. Yapanları biliyoruz hala bir kısmı orada. Onları anlatın, boş verin onun için fazla hastane ile ilgili konuşmuyorum. Köfteci ünvanı için teşekkür ederim, sağolun.

 

Sabah ki konuyla ilgili tabii o konuyu böyle bırakmayacağım. Çünkü çok çok şey acayip bir şey yani. Ben politikacı değilim arkadaşlar. Hiç politika yapmadım hayatımda. Yapmamaya çalıştım. Hala da çalışıyorum. Önümüzdeki seçimlerde belki Ankara düşünürse benim için olabilir, ama onun haricinde politikacılık yapmıyorum. Şimdi iyi bir hatip de değilim. Hatipliğim de yok. Konuşmayı seviyorum buradan yani kürsüyü seviyorum tabii ki. Onun için uğraştım geldim.

 

Şimdi Sayın arkadaşıma Sayın dedim ona da kızdı sabah ki arkadaşım. Sayın arkadaşıma teşekkür ediyorum gerçekten çok teşekkür ediyorum. Çünkü o şekilde anlaşılmış olabilir. Bana böyle bir fırsat doğurduğu için gerçekten çok sağolsun kendisi. İzah etmem gerekecek. Çünkü hatırlarsanız yine o konuşmayı yapar iken işte bundan biraz daha fazla Meclis Üyesine konuşmuştum. Adam bilmeyince, açıp tutanakları okumayınca tabii ki şöyle bir yorum yapacaklar. Bizim çok meşhur bir yorumumuz vardır. “Namaza yaklaşmayın.” Namaza yaklaşmayın biliyorsunuz. Aynen öyle bir şey geldi sabah başıma. Neydi tüccara hırsız mıdır dedim, demişim çıktı ortaya. Böyle bir şey oylandı ve tabii ki Meclis’te böyle bir şey olur mu yani bizim tüccarımız hırsız olur mu diye bu tutanaktan da nasıl kaldırılacak bilmiyorum. Tutanakta olmayanlar, olması gerekenler yok bu tutanakda herkesi dolaşılıp herhalde o cümle oradan silinecek ki 5 kere kendisi okudu. Ahmet Bey işte Meclis’tekilere yada esnafa hırsız dedi diye. Oysa benim söylemek istediğim aynen şuydu. Biraz daha toparlayıp şöyle şey yapayım kendimi anlatmaya çalışayım. Yine yanlış anlaşılmasın. Çünkü ayıptır böyle bir şey söyleyecek kadar salak değilim ben.

 

BİR ÜYE (Yerinden)         : Estağfurullah.

 

AHMET ÖZER         : Değilim ama öyle olur mu estağfurullah da demin herkes el kaldırdı oradan kaldırılsın dedi. Olmaz. Başım dönüyor inanın. Böyle bir şey olamaz. Ben orada şunu demiştim. Hatta Başkanıma dönerek orada yazıyor Başkanıma dönerek dedim ki; bize böyle bir imada bulunuyor. Neden susuyorsunuz? Ben gerek MÜSİAD’da gerekse İTO’da ikisinde de Meclis Üyesi konuşabilen bir adamım. İkisi de kalkıp demedi ki yav siz bize nasıl hırsız dersiniz. Ben bunu bağırmasını yaparken bir anda burada millete hırsız demiş bir adam oldum yav yazıktır. Kesinlikle eğer ki öyle anlaşıldıysa buradaki birçok adam benden büyük ellerini öperim, saygı duyarım, çok çok özür dilerim. Çünkü dediğim gibi ben hatip değilim. Belki derdimi o şekilde anlatamamış olabilirim ama kesinlikle o kadar salak bir adam değilim. Teşekkür ederim başka söyleyeceğim bir şey yok. Hürmetler ediyorum. Toplantımız herkese hayırlara vesile olsun sağolun