AHMET ÖZER : Sayın Meclis, Başkan, Başkanım; tabii ki bu konu gerçekten hepimizi çok üzmüştür. Biz biliyoruz ki bu Komitedeki arkadaşlarımızın hepsi çok değerli arkadaşlar. Fakat şöyle bir gerçek var ki; biz burada ben ilk çalışma toplantısında da söylemiştim biz buraya sadece mesleklerimizi, meslek dalımızı temsil etmek, onlar adına bu kürsüden bir şeyler anlatmak ve sözümüzü bir yerlere duyurabilmek için ben şahsım adına böyle düşünüyorum ki bütün Meclis’in de böyle düşündüğünü farz ediyorum. O gün olanlar bence bize ders olmalı. Zira ben şöyle bir şeyle karşı karşıya kalmam, kalmak istemem. Öyle bir şeyi Yönetim geçirseydi hadi Yönetim dedi ki bu adamlar benim tanıdığım ve Yönetimden geçseydi ve herhangi bir yerde böyle bir şeyle ben böyle bir suçlamayla karşı karşıya kalsaydım ne olurdu? Ne diyebilirdim? Bu sebeple bu konunun bizlere açıklanmış olması, bilmeyen arkadaşlarımızın çünkü hepimizin maddi varlığı yerinde. Hepimiz bu tip şeyleri kendimiz yapabilecek durumdayız. Tatiller olsun, şeyler olsun ve hiç kimsenin bu Odanın parasına yada bazı şeylerine ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Bu sebeple biz bazı yanlışlıkları yapabiliriz, düşünmeden yapmış olabiliriz. Bunu için de Başkanıma teşekkür ediyorum böyle bir şeyi bizlere bütün Meclis’in dikkatini çektiği için gerçekten teşekkür ediyorum sağolun. Bir daha inşallah bu tip yanlışlıkları hiçbirimiz yapmayız, hiçbirimizin bu tip şeylere ki arkadaşlarımın da, aynı Komitenin de ihtiyacı olmadığını düşünüyorum teşekkür ederim.
AHMET ÖZER : Tamam çok kısa konuşacağım gerçekten. Çok kısa konuşacağım. İki tane konu var. Hangisinden başlayacağımı şimdi şaşırdım. Sayın Meclis ben herkese hitap edeceğim. Ahmet Ağabey. Yani herkese hitap etme hemşerim. Herkese hitap edeceğim. Çünkü benim meselem memleket meselesi biliyorsunuz. Tabii ekmek kavgası aynı zamanda.
BAŞKAN : Lütfen konuya gelin Ahmet Bey.
AHMET ÖZER : Teşekkür ederim Meclis’i susturduğunuz için Başkanım. Marketler Yasası ile ilgili yine bir iki kelime söylemek istiyorum çok hızlı bir şekilde. Bu taslak elimize geçti şuanda. Bu taslakta iki konu var ki gerçekten bütün herkesi ilgilendiren birincisi; hafta sonu konusu, ikincisi; otopark konusu. Bu iki konu tamamen bubi tuzağı benzeri iki konu, tamamen yerel esnaf, yerel market tekrar market açamasın tekrar büyüyemesin esnaf diyorum boş verin diye konulmuş iki tane konudur. Hafta sonu tatili diyor ki taslakta Belediye Encümenlerince kararlaştırılır. Bakın, büyük mağazaların Müdürlerinin, Genel Müdürlerinin belediyeye telefon ettiklerini düşünelim bir de bir de bizim gariban Ahmet amcanın belediyeye telefon ettiğini düşünelim. Hangisinin telefonuna bakılır? Hangisi etken olur?
Ç. ALİ KOPUZ (Yerinden) : Ahmet amcanın.
AHMET ÖZER : Kesinlikle, Ahmet amcanınkine mi bakılır? Siz nerede yaşıyorsunuz efendim?
BAŞKAN : Değerli Meclis Üyeleri; lütfen karşılıklı konuşmayalım Ahmet Bey lütfen siz de Meclis’e soru yöneltmeyin görüşleriniz bildirin sonra da yerinize alalım. Yoksa buraya bir düğme koydular şimdi basıyorum sizin sesiniz kesiliyor.
AHMET ÖZER : Allah sesimizi kesmesin efendim. Siz kesebilirsiniz Allah kesmesin. İkincisi; otopark meselesi, bakın otopark mevzusu koymuş. Bizim bakkalın otoparkla ne işi var. Bizim mahalledeki bakkalın otoparkla ne işi var Allahınızı severseniz. 200 m2’ye diyor ki 50 m2 otopark yapacaksınız. E insaf ya, insaf. Ne işi var ağabey bakkalın otoparkla? Ne işi var? Bu iki konu tamamen, tamamen büyük mağazalarca koyulmuş, sokuşturulmuş diyeyim iki mevzudur. Çok tehlikelidir. Kesinlikle Sayın Başkanım bu konuda görüşüyorsunuz biliyorum kesinlikle çok dikkat edilmesi gereken iki konudur. Bu kanun bizim aleyhimize olabilir. Eğer bu şekilde çıkarsa bizim aleyhimize çıkmış olabilir. Bu iki konuya çok dikkat etmemiz lazım ve inanın ki bu adamlar, Sayın inşaatçılar yakında bu adamlar inşaat yapacaklar. Bu adamlar biliyorum çok inşaatçılar bu konuyu ilgilendirmiyor Yönetimimizde ağırlıklı inşaatçılardan oluşuyor ama inanın ki, inanın ki, inanın ki, inşaat yapmaya başlayacaklar. Turizmciler; turizme el atacaklar. Lütfen, lütfen gözümüzün önüne bakalım. Ayakkabıcısı var, konfeksiyoncusu var hepsini bu ilgilendiriyor. Sadece benim meselem değil bu. Sayın Başkanım; sizi her sefer buradan rica ettim, her sefer rica ettim lütfen şu iki konuyu bakın öbürleri teferruat onlarla sizi meşgul etmek istemiyorum ama iki konuya lütfen dikkat edelim. Lütfen dikkat edelim. Lütfen Sayın Meclis lütfen rica ediyorum bu memleket meselesidir lütfen üzerinde duralım.
İkinci konum; ben bir kendimi tanıtmak istiyorum. Ahmet Özer. Ben efendim Spor Komitesi Saymanıyım. Şuanda spor şimdilik bu aylık Spor Komitesi Saymanıyım efendim. Sayın Yönetim benim Spor Komitesi Saymanı olarak hayatımı idame ettirmemi sağlayınız lütfen. Teşekkür ediyorum. Hepinize teşekkür ediyorum Allah razı olsun.
(İstanbul Ticaret Odası (İTO) Ocak ayı olağan meclis toplantısı)
İstanbul Ticaret Odası (İTO) 2010 yılının ilk meclis toplantısında Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış’ı konuk etti.